31 Aralık 2011 Cumartesi

mobil b.net

http://m.kitapyurdu.com/Publisher.aspx?yayinevi=51
http://www.insankitap.com/biyografi-kitabi-biyografi-yazimina-giris-urun182496.html

Anadolu Ajansı Haber Metni

'Biyografi' kitabı çıktı Mahmut Çetin'in kaleme aldığı kitapta, biyografi bütün yönleriyle ele a
26.12.2011 Pazartesi - 13:19
"AA R KTS


-'Biyografi' kitabı çıktı
-Mahmut Çetin'in kaleme aldığı kitapta, biyografi
bütün yönleriyle ele alınıyor

ANKARA (A.A) - 26.12.2011 - Mahmut Çetin'in kaleme aldığı 'Biyografi'
kitabı çıktı.
Biyografi Net yayın evinden yapılan açıklamaya göre, Çetin'in üzerinde
dört yıl çalıştığı bu eserde, biyografinin tanımı, özellikleri, biyografi ve
belge ilişkisi, biyografi yazımının süreçleri, tarihte ve günümüzde biyografi,
biyografinin diğer alanlarla ilişkisi konularında bazı bölüm başlıkları yer
alıyor.
Hayatı boyunca biyografi merkezli işler yapan bir yazar, editör ve
yönetmen olan Çetin'in kitabında, ayrıca görüntü ve sesle biyografinin teşekkülü,
biyografik belgeseller, Cv'nin hikayesi, dünyada ve Türkiye'de biyografi
araştırmalarına da yer veriliyor.
Çetin, söz konusu kitabını yazma gerekçesini, şöyle izah ediyor:
'Bundan sonra bize düşen de Nice'nin işaret ettiği gibi, 'kaderimizi
sevmek' olmalıdır. Madem ki, biyografiyle bu kadar hemhal olmuşuz, o zaman
yaptığımız işin ne olduğunu, bilimsel olarak öğrenmek zorundayız kanaati üzerine
'Biyografi Kitabı' ortaya çıktı.'
(KUR-JM)

BİYOGRAF: Ahmet Arvasi ( 15.02.1932)

BİYOGRAF: Ahmet Arvasi ( 15.02.1932): sosyolog, yazar 1932 yılında Ağrı'nın Doğubeyazıt ilçesinde doğdu. Ailece Van'ın Bahçesaray (Müküs) kasabasına bağlı Doğanyayla (Arvas) k...

Ahmet Arvasi ( 15.02.1932)

sosyolog, yazar


1932 yılında Ağrı'nın Doğubeyazıt ilçesinde doğdu. Ailece Van'ın Bahçesaray (Müküs) kasabasına bağlı Doğanyayla (Arvas) köyündendir. Mühitlerinde bu köyün adına izafeten 'Arvasiler' olarak tanınırlar. Soyadı kanunu çıktıktan sonra köylerinin adı soyadları oldu. Babası Abdülhakim Arvasi'dir.

1952 yılında Erzurum Öğretmen Okulu'ndan mezun oldu. Bir süre ilkokul öğretmenliği yaptı. 1958'de Gazi Eğitim Enstitüsü Pedagoji Bölümü'nü bitirdi. Sırayla Balıkesir, Bursa ve İstanbul'daki Eğitim Enstitülerinde hocalık yaptı. 1979 yılında emekli oldu. Aynı yıl Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel İdare Kurulu'na seçilerek, bu partideki görevine, 12 Eylül 1980 ihtilaline kadar devam etti. MHP'den İstanbul Senatör Adayı da oldu.

Hergün Gazetesi'nde, 'Türk-İslam Ülküsü' başlığıyla günlük makaleler yazdı. 12 Eylül darbesinden sonra, MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası'ndan yargılandı. Mamak Cezaevi'nde işkence gördü. Tahliye olduktan sonra ülkücü gazete ve dergilerde yazılar yazdı. Türkiye gazetesinde Hasbihal başlığı ile makaleleri neşredildi.

56 senelik ömrünün her bölümünde hep konuştu ve yazdı. 31 Aralık 1988 tarihinde İstanbul Erenköy'deki evinde vefat etti. Saat 11.00'de ruhunu teslim etti.

Vefat ederken, çok sevdiği daktilosunun başındaydı. Ölümünü Yeni Düşünce Gazetesi, 'Bir Güzel Adam Hakk'a Yürüdü', Türkiye gazetesi ise 'S. Ahmet Arvasi'yi Kaybettik' manşetiyle verdi. Arvasi'nin cenaze namazı için yurdun çeşitli yerlerinden gelen binlerce kişi, Fatih Camii'ni ve bahçesini doldurdu.

Merhumun akrabası Van Eski Müftüsü Seyyid Kasım Arvasi cenaze namazını kıldırdı. Arvasi Hoca, Edirnekapı'da damadı Reşat Yamankaradeniz'in yanına defnedildi. Kabrinin biraz aşağısında meşhur Osmanlı şeyhülislamlarından İbni Kemal hazretlerinin kabri vardır.

ESERLERİ:

Türk-İslam Ülküsü (3 cilt), Kendini Arayan İnsan, İnsan ve İnsan Ötesi, Diyalektiğimiz ve Estetiğimiz, Şiirlerim, Eğitim Sosyolojisi, Doğu Anadolu Gerçeği, İleri Türk Milliyetçiliğinin İlkeleri, Hasbihal (6 cilt) Hasbihal, daha sonra konularına göre şu isimlerde yayınlandı: Emperyalizmin Oyunları, Devletin Dini Olur mu, Kadın Erkek Üzerine, İnsanın Yalnızlığı.

28 Aralık 2011 Çarşamba

BİYOGRAFİ: Kahramanlık türkülerinin usta sesi vefat etti!

BİYOGRAFİ: Kahramanlık türkülerinin usta sesi vefat etti!: Kıbrıs Savaşı sırasında radyoda çalınan kahramanlık türkülerinin usta sesi Hasan Mutlucan vefat etti ... 6 yaşındayken babasını kayb...

Kahramanlık türkülerinin usta sesi vefat etti!


 


Kıbrıs Savaşı sırasında radyoda çalınan kahramanlık türkülerinin usta sesi Hasan Mutlucan vefat etti ...


6 yaşındayken babasını kaybeden Mutlucan, 13 yaşında annesiyle birlikte İstanbul'a taşınırlar. Ortaokul yıllarında (1940) dekoratör çırağı olarak çalıştığı tiyatroda, oyunculardan biri rahatsızlanınca ilk defa sahneye çıkar. Tiyatro sanatçısı Necdet Mahfi Ayral tarafından, rahatsızlanan oyuncunun yerine Mutlucan seçilir. Oyuncunun repliği çok kısadır: "Burası Kaf Dağı, ne işin var senin burada". Bu kısacık replik seyirciler arasında bulunan Muhsin Ertuğrul'un çok ilgisini çeker ve tiyatroda ufak roller almaya başlar. Daha sonra Muhlis Sebahattin ile tanışır ve onun operet kumpanyasına katılır. O'nun ölümünden sonra İstanbul Belediye Konservatuvarı'na girer. Konservatuarın o dönemki yönetmeni Münir Nurettin Selçuk'tur. Sesinin az bulunur kalitedeki bas tınısı, Faust operasına girme imkânı bile vermiştir ona fakat Mutlucan türküleri çok sevdiği için bu teklifi kabul etmemiştir. 1973 yılında TRT radyosunda 15'er dakikalık programlarla davudi sesini tüm Türkiye tanır.


Sadi Yaver Ataman'ın ısrarıyla kahramanlık türküleri söyler ve bir de plak çıkartır. 12 Eylül 1980'de darbe okunan bildirinin ardından Hasan Mutlucan'ın Kahramanlık Türküleri albümünden "Yine de Şahlanıyor" türküsü çalınır. Bu türkü günün şartlarıyla birlikte öyle bir etki yapar ki artık o davudi sesi ve ismi darbelerle özdeşleşir. Fakat Mutlucan bu durumdan son derece rahatsız olmaktadır. Bu rahatsızlığını da şu cümlelerle dile getirir: "Dehşetli bozuluyorum. Çünkü darbe sanatçısı değilim. Halit Kıvanç attı bu sıfatı ortaya. Sanki bütün millet, hislerinin tercümanıymış gibi kabul etti. Kahramanlık türküleri insanlara tesir eden bir şeydi. Hissiyatlarına tesir ettim ki beni beğendiler. Ama yukarı kademelerden bazı kişiler beni maalesef kullandılar. Propaganda, reklam vasıtası yaptılar. Darbecilere mal etmek istediler, o türkülerden soğuttular beni. Ben kimsenin adamı değilim, halka türküler okuyan biriyim, o türküler ecdadımın kahramanlık öykülerini anlatan menkıbelerdi. Daha fazla konuşmak istemiyorum. Hissiyatıma kapılabilirim. Küskünüm efendim." Kendisi, sosyal demokrat çizgide ve darbe karşıtı olduğunu defaatle belirtmiştir. Siyasi görüşü ile yaptığı müziği propaganda aracı haline getirenlerin militarist tavrı arasıdaki tezatı anlatan en çarpıcı deyişlerinden biri, 2006 yılında bir gazete röportajında söylediği: "(...) kendi sesimle kendimi uyandırmaktan bıktım artık" cümlesidir. 1962 yılında TRT'den politik sebeplerden dolayı ayrılmak durumunda kalır. Sonrasında İstanbul Belediyesi Konservatuvarı Türk Halk Müziği Topluluğu'na katılır.
28 Aralık 2011



ALBÜMLERİ

Hasan Mutlucan - Kahramanlik Türküleri 1974
Genc Osman Destani
Canakkale Içinde
Kirimdan Gelirim
Yine de Sahlaniyor
Tuna Nehri Akmam Diyor
Kûffar
Buna Er Meydani Derler
Mert Dayanir Namert Kaçar
Benden Selam Olsun Bolu Bey'ine
Estergon Kalesi
Tan Yeri Agardi
Bülbüller Ötüyor

Hasan Mutlucan - Yigitler Silkinip Ata Binince 1976 Türküola LP 307
Arabaci
Cicek Dagi
Cokertme
Istanbuldan Uskudara Yol Gider
Izmirin Kavaklari
Keklik
Kirat
Konya Kabagi
Micanoglu
Saray Burnunun Ufak Taslari
Yigitler Silkinip Ata Binende
Yolcu Dayi


Hasan Mutlucan - Efe Türküleri&Zeybekler 1998
Izmir' in Kavaklari
Sobalarinda Kuru Da Mese
Cökertme
Su Dalma' dan Geçtin mi
Yörükte De Yaylasinda
Baglamam Var Üc Telli
Sepetcioglu
Su Dalma' nin Aman Dagini Da
Su Izmir'den Aman Cekirdeksiz
Devrent Deresi
Kalki da Vermis Aman Aman
Cömüdümü Yar

Hasan Mutlucan - Anadoludan Türküler 2006
Mapushane Icinde Yaniyor Gazlar
Duman Duman Olmus Karsiki Daglar
Yaylalar Icinde Erzurum Yayla
Mezar Arasindan Atlayamadim
Hem Okudum Hemi de Yazdim
Gökyüzünde Bölük Bölük Turnalar
Topal Kosma
Ince Memed
Üryan Geldim
Ne Feryat Edersin Divane Bülbül

26 Aralık 2011 Pazartesi

http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=1227%C3%96nbellek

http://www.kitapturk.com/diger/biyografi-kitabi-81676k.html

http://www.ilknokta.com/kitap/130882/Biyografi-Kitabi.html

http://www.idefix.com/kitap/biyografi-kitabi-mahmut-cetin/tanim.asp?sid=EL1ZV1WR5K3K7SPRGI6U

http://www.turkyorum.com/?p=768

http://www.netkitap.com/kitap-biyografi-kitabi-mahmut-cetin-biyografi-net-iletisim-ve-yayin.htm

http://www.biyografianaliz.net/biyografi/index.pl?mod=shop&view_id=31

http://www.pandora.com.tr/urun/biyografi-kitabi/248124

http://www.tumkitaplar.com/kitap/index.pl?kitap=188989

http://www.dunyakitap.com/kitap/biyografi-kitabi-p556107.html

http://www.okuoku.com/tr/prddet.php?pid=166000

http://www.bidolukitap.com/kitap/191639/biyografi_kitabi__biyografi_yazimina_giris_mahmut_cetin.htm

http://www.kitapvadisi.com/prddet.php?pid=808596

http://www.kitapadresi.com/kitapdetay.aspx?kid=225843-biyografi-kitabi%3B-biyografi-yazimina-giris

http://www.kitapadresi.com/kitapdetay.aspx?kid=225843-biyografi-kitabi%3B-biyografi-yazimina-giris

https://twitter.com/#!/biyografinet/

http://www.dunyabulteni.net/?aType=haber&ArticleID=188633

http://www.sondevir.com/?aType=haber&ArticleID=43097

http://www.sondevir.com/?aType=haber&ArticleID=43097

https://www.kitapnoktasi.com/index.php?p=show&pid=265727&k_id=891&kn=891

http://www.kidap.com.tr/biyografi-kitabi-biyografi-yazimina-giris-mahmut-cetin-k156483.kitap

http://www.sakaryahalk.com/koseyazilari/742/kultur-faaliyetleri.aspx

http://www.kibo.com.tr/kibokatalog/kibodetay.php?pid=703042

http://www.anadolutayfasi.net/kitap-tanitimi/88400-biyografi-kitabi-mahmut-cetin.html

http://yeniasya.com.tr/haber_detay2.asp?id=25594

http://www.haberkultur.net/haberoku-4182-Mahmut_Cetinden_klas_bir_eser_daha.html

http://www.facebook.com/#!/pages/Biyografi-Kitabi/201364553273788

http://biyografi-biyograf.blogspot.com/2011/12/biyografi-nedir.html

http://www.turkocagi.org.tr/modules.php?name=Kultur&pa=showpage&pid=478

http://www.hikmetkitap.com/module/kitap/Kitap_221557_biyografi-kitabi.html

http://kitap.antoloji.com/biyografi-kitabi-kitabi/

http://www.hepsiburada.com/Liste/biyografi-kitabi/productDetails.aspx?productId=kbiyografi52167&categoryId=1501544

http://inceleme.gittigidiyor.com/katalog/biyografi-kitabi-374222-s1

http://www.bidolukitap.com/kitap/191639/biyografi_kitabi__biyografi_yazimina_giris_mahmut_cetin.htm

http://www.wattsay.com/ProductDetialtr2.Asp?ID=444

http://www.kitapelinizde.com/kitap/769855/biyografi_kitabi__biyografi_yazimina_giris_mahmut_cetin.htm

http://www.sozkonusu.net/cetin-biyografi-kitabi-turkiye’de-biyografi-alaninda-yazilan-ilk-eserdir….html

http://www.tumhaber.com.tr/HaberOku.php?haber_id=42248&baslik=-biyografi--kitabi-cikti

http://www.pandora.com.tr/yayinevi/biyografi-net/4241

http://www.kitapnehri.com/k/769639/biyografi_kitabi__biyografi_yazimina_giris_mahmut_cetin.htm

http://www.biyografianaliz.net/biyografi/index.pl?mod=shop&view_id=31

Mehmet Akif Ersoy

İstiklal Marşı Şairi


1873 yılında İstanbul'da doğdu. Bir medrese hocası olan babası doğumuna ebced hesabıyla tarih düşerek ona 'Rağıyf' adını vermiş, ancak bu yapay kelime anlaşılmadığı için çevresi onu 'Akif' diye çağırmıştır. Mehmed Akif ilköğrenimine Fatih'te Emir Buharî mahalle mektebinde başladı. Maarif Nezareti'ne bağlı iptidaîyi ve Fatih Merkez Rüştiyesi'ni bitirdi. Bunun yanı sıra Arapça ve İslami bilgiler alanında babası tarafından yetiştirildi. Rüştiye'de "hürriyetçi" öğretmenlerinden etkilendi. Fatih Camii'nde İran edebiyatının klasik yapıtlarını okutan Esad Dede'nin derslerini izledi. Türkçe, Arapça, Farsça, ve Fransızca bilgisiyle çevresindekilerin dikkati çekti. Mekteb-i Mülkiye'nin idadi (lise) bölümünde okurken şiirle uğraştı. Edebiyat hocası İsmail Safa'nın izinden giderek yazdığı mesnevileri şair Hersekli Arif Hikmet Bey övgüyle karşıladı. Babasının ölümü ve evlerinin yanması üzerine mezunlarına memuriyet verilen bir yüksek okul seçmek zorunda kaldı. 1889'da girdiği Mülkiye Baytar Mektebi'ni 1893'te birincilikle bitirdi. Ziraat Nezareti emrinde geçen yirmi yıllık memuriyeti sırasında veteriner olarak dolaştığı Rumeli, Anadolu ve Arabistan'da köylülerle yakın ilişkiler kurma imkanı buldu. İlk şiirlerini Resimli Gazete'de yayımladı. 1906'da Halkalı Ziraat Mektebi ve 1907'de Çiftçilik Makinist Mektebi'nde hocalık etti. 1908'de Dârülfünûn Edebiyat-ı Umûmiye müderrisliğine tayin edildi. İlk şiirlerinin yayımlanmasını izleyen on yıl boyunca hiçbir şey yayınlamadı. 1908'de II.Meşrutiyet'in ilanıyla birlikte Eşref Edip'in çıkardığı Sırat-ı Müstakim ve sonra Sebilürreşad dergilerinde sürekli yazılar ve şiirler yazmaya başladı.1913'te Mısır'a iki aylık bir gezi yaptı. Dönüşte Medine'ye uğradı. Bu gezilerde İslam ülkelerinin maddi donatım ve düşünce düzeyi bakımından Batı karşısındaki zayıflıkları konusundaki görüşleri pekişti. Aynı yılın sonlarında Umur-u Baytariye müdür muavini iken memuriyetten istifa etti. Bununla birlikte Halkalı Ziraat Mektebi'nde kitabet ve Darülfunun’da edebiyat dersleri vermeye devam etti.

Teşkilat-ı Mahsusa ve Milli Mücadele’de

İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne girdiyse de cemiyetin bütün emirlerine değil, sadece olumlu bulduğu emirlerine uyacağına dair and içti. I.Dünya Savaşı sırasında istihbat teşkilatı Teşkilât-ı Mahsusa tarafından Berlin'e gönderildi. Burada Almanlar'ın eline esir düşmüş Müslümanlar için kurulan kampta incelemeler yaptı. Çanakkale Savaşı'nın akışını Berlin'e ulaşan haberlerden izledi. Batı’nın gelişme düzeyi onu derinden etkiledi. Yine Teşkilât-ı Mahsusa'nın bir görevlisi olarak çöl yoluyla Necid'e ve savaşın son yılında Lübnan'a gitti. Dönüşünde yeni kurulan Dâr-ül -Hikmetül İslâmiye adlı kuruluşun başkâtipliğine getirildi. Savaş sonrasında Anadolu'da başlayan direniş hareketini desteklemek üzere Balıkesir'de etkili bir konuşma yaptı. Bunun üzerine 1920'de Dâr-ül Hikmet'deki görevinden alındı. İstanbul Hükümeti Anadolu'daki direnişçileri yasa dışı ilan edince Sebillürreşad dergisi Kastamonu'da yayımlanmaya başladı ve Mehmed Âkif bu vilayette Milli Mücadele hareketine katkısını hızlandıran çalışmalarını sürdürdü. Nasrullah Camii'nde verdiği hutbelerden biri Diyarbakır'da çoğaltılarak bütün ülkeye dağıtıldı. Burdur mebusu sıfatıyla TBMM'ye seçildi.

İstiklal Marşı

Meclis'in bir İstiklâl Marşı güftesi için açtığı yarışmaya katılan 724 şiirin hiçbiri beklenilen başarıya ulaşamayınca maarif vekilinin isteği üzerine 17 Şubat 1921'de yazdığı İstiklal Marşı, 12 Mart'ta birinci TBMM tarafından kabul edildi.Mısır’a Gidiş Sakarya zaferinden sonra kışları Mısır'da geçiren Mehmed Âkif, daha sonra sürekli olarak Mısır'da yaşamaya karar verdi. 1926'dan başlayarak Camiü'l-Mısriyye'de Türk dili ve edebiyatı müderrisliği yaptı. Bu gönüllü sürgün hayatı sırasında siroz hastalığına yakalandı ve hava değişimi için 1935'te Lübnan'a, 1936'da Antakya'ya birer gezi yaptı. Yurdunda ölmek isteği ile Türkiye'ye döndü ve 27 Aralık 1936'da İstanbul'da öldü.

Dil Anlayışı

Konuşma diline yaslandığı için kolayca yazılıvermiş izlenimi veren şiirleri biçime ilişkin titiz bir tutumun örnekleridir. Hem aruzdan doğan bağların üstesinden gelmiş, hem de şiirin bütününü kapsayan bir iç musiki düzenini gözetmiştir. Dilde sadeleştirmeden yana olan tutumunu her şiirinde ortaya koymuştur.Mehmed Âkif nazım diline bu dilin tabii yapısını bozmadan elverişli olduğu gelişmeyi kazandırmış ve aruz veznini yumuşatmıştır. Bu aynı zamanda Türkçe'nin şiir söylemedeki imkanlarının ne ölçüde geniş olduğunu göstermesi demektir. Mehmed Âkif dilin toplumsal kimliğini öne çıkarmış,üslupta özgünlük ve kişiselliğe ulaşmıştır.Yenilikçi bir şair olarak, yaşadığı dönemde görülen ölçüsüz yenilik eğiliminin bozucu etkilerine, ölçüsü işleviyle bağlantılı bir şiir kurmak suretiyle sınır çekmeye çalışmıştır.

ESERLERİ:

Safahat, Süleymaniye Kürsüsünde, Hakkın Sesleri, Fatih Kürsüsünde, Hatıralar, Âsım, Gölgeler.

HAKKINDA YAZILANLAR

1.Mehmet Akif
Nurettin Topçu
Dergah Yayınları

“Büyük adam, eseriyle hayatını birleştiren adamdır. Biz onda şu vasıfları arıyoruz: Önce ömründe ayni kanaatin, ayni imanın sahibi olan adamdır. Devirlere, zaruretlere, cemiyetlere göre değişmez, muhitine uymaz; muhiti kendine uydurur, uydurmazsa çarpışır. Cemiyetten daha kuvvetlidir; cemiyeti sürükleyicidir. Bu karaktere sahip insanların, yani değer yaratıcısı olanların bir kısmı zekasıyla, bir kısmı kalbi ve hisleriyle, bir kısmı da iradesiyle başka insanlara ve cemiyete üstündür, yaratıcıdır, sahiptir veya velidir. Bu üstün insanlar arasında ise bazıları her bakımdan, hem zeka, hem duygu, hem de irade kuvveleriyle cemiyetin insanlarına üstün durumdadırlar. Böylelerine muvazeneli karakter sahipleri denir. Filhakika zeka, duygu ve irade fonksiyonlarından yalnız bir kısmında üstünlüğe sahip olanlarda, alelade olan ruh sahasına doğru açılmış bir yara halinde anormallikler, ruh ve karakter sarsıntıları göze çarpmaktadır. Ancak muvazeneli karakter sahipleri, bu sarsıntılardan korunmuş sağlam ruhlu insanlardır. Bu üç türlü fonksiyonların da ayni seviyede yüksek ve keskin oluşu, insanoğlunu hilkatin harikulade bir eseri yapabiliyor. İşte Akif yaradılışın bu lutfuna uğramıştı. Ancak onu, iradesinin ateşli tazyikiyle diğer sahalarda muvazenesizlikten koruyan pek mühim bir sebebin var olduğu da unutulmamalıdır: Bu sebep, demirden bir iradeyi ahenkdar bir ray üzerinde yürüten İslam terbiyesi ve Allah'a imanıydı.Büyük adamların başka bir vasfı da münzevi oluşlarıdır. Onlar kalabalığın içinde yalnız yaşarlar. Üçüncü bir vasıf olarak, büyük adamların devlet ve ikbal mevkilerinden uzak durduklarını görüyoruz.”

BİYOGRAFİ: İbni Haldun

BİYOGRAFİ: İbni Haldun: 27 Mayıs 1332 tarihinde Tunus’ta doğdu. Asıl adı Abdurrahman, babasının adı Muhammed’dir. Genellikle dedesi Haldun’un adıyla İbni Haldun (Ha...

İbni Haldun

27 Mayıs 1332 tarihinde Tunus’ta doğdu. Asıl adı Abdurrahman, babasının adı Muhammed’dir. Genellikle dedesi Haldun’un adıyla İbni Haldun (Haldun oğlu) diye tanınmıştır.

Eski ve soylu bir ailenin çocuğudur. İlk öğreniminden sonra aydın bir kişi olan babasının yakın ilgisi sayesinde seçkin hocalardan fıkıh, hadis, tefsir, akaid, mantık, felsefe, matematik, tabiat bilimleri, dil bilimleri, şiir ve edebiyat öğrenimi gördü.

Yirmi yaşındayken, Tunus’un yönetimini elinde bulunduran Beni Hafs hanedanından Sultan Ebu lshak’ın katipliğine getirilmesiyle İbni Haldun’un çalkantılı siyasi hayatı başladı. Bunu, Biskra, Fas, Gırnata, Bicaye, Tlemsen gibi merkezlerdeki benzer görevleri izledi. Bir ara Fas Emin Ebu İnan onu bilim meclisine kabul etti. Bu görevdeyken siyasi bir nedenle hapsedildi. İki yıl sonra yönetime getirilen Ebu Salim onu önce sırkatibi, ardından da «mezalim» dairesi başkanı yaptı.

1362’de İspanya’ya geçerek eski bir dostu olan Gırnata Emiri Ebu Abdullah Muhammed’in hizmetine girdi. Bir yıl sonra emir onu Castilla Kralı Zalim Pedro nezdinde elçi olarak görevlendirdi. Bir süre sonra Gırnata emirinden izin alarak Kuzey Afrika’ya döndü. Bicaye’de, çok istediği haciplik (başvezirlik) makamına kavuştu. Bu arada bir yandan da ilim faaliyetlerini sürdürdü.

1366’daki yönetim değişikliği üzerine görevden ayrılarak kabileler arasında dolaşmaya başladı. Muhtemelen, yazımını tasarladığı Mukaddime için veriler toplamak üzere, bedevi yaşam tarzını inceledi. Bu arada, zaman zaman siyasi nedenlerle güçlükler yaşadı ve sonunda İspanya’ya dönmek zorunda kaldı (1374). Sürtüşmelerle dolu siyasi geçmişi nedeniyle İspanya’dan da çıkarıldı. Yeniden Kuzey Afrika’ya döndüğünde çaresizlik içindeydi. Geçmişte araları pek de iyi gitmeyen Tlemsen Sultanı Ebu Hammu’nun önerisini kabul ederek, kabilelerle onun irtibatını sağladı.

Siyasi çalkantılardan bıkan İbni Haldun, Ebu Hammu’nun iznini alarak İbni Selame denilen bir kaleye yerleşti. Kendisini tümüyle ilmi çalışmalara verdi. Ünlü eseri Mukaddime’yi 1374’te burada tamamladı.

Ardından, dört yıl içinde el-İber adlı yedi ciltlik tarih kitabının müsveddesini hazırladı. Bu son çalışmanın, eskiden incelediği kaynaklarını bir kez daha gözden geçirmek düşüncesiyle 1378’de Tunus’a gitti.

Buradaki çalışmaları sırasında dersler de verdi. Siyasi geçmişi Tunus’ta da kendisini rahat bırakmayınca, 1382’de Mısır’a gitmek zorunda kaldı. Kahire’de, başta Sultan Berkuk olmak üzere, ileri gelenlerin geniş ilgisini gördü. Kahire medresesine müderris olarak atandı. Burada verdiği ilk dersiyle, devlet adamlarının da içinde bulunduğu izleyicilerini adeta büyüledi.

Kadılık görevine getirildi ve bu görevdeki adaleti, yansızlığı ve yürekli tutumu nedeniyle beş kez görevden alındı ve yeniden atandı.

Bu arada Hicaz, Kudüs ve Suriye’ye gitti. Bu son gezisi sırasında, Suriye’yi ele geçiren Timur’la görüştü. İbni Haldun’dan çok etkilenen Timur, onu danışmanları arasına almak istedi. İbni Haldun bu isteği kabul etmedi. Çok sevdiği Kahire’ye döndü. 1406 yılında Kahire’de öldü.

BİYOGRAFİ: biyografi kitabı

BİYOGRAFİ: biyografi kitabı: http://www.biyografi.net/Kitap_detay.asp?kategori_ID=100

BİYOGRAFİ: biyografi kitabı

BİYOGRAFİ: biyografi kitabı: http://www.biyografi.net/Kitap_detay.asp?kategori_ID=100

biyografi kitabı

http://www.biyografi.net/Kitap_detay.asp?kategori_ID=100

www.biyografi.net

http://www.biyografi.net/

25 Aralık 2011 Pazar

Biyografi nedir?

Biyografi’nin tanımından başlayarak, kapsam, teknik ve teorisi hakkında önemli sorunlar vardır.(1)

Biyografi, birçok ders kitabının yazdığının aksine, bir edebi tür değil, edebiyata kaynaklık eden üretken bir konu alanıdır. Ve bu yönüyle biyografi, araştırma metinleri yanında şiir dahil, hemen her edebi türde ürünler verilebilecek çeşitliliktedir.

Tür olarak biyografi

Burada önemli olan kelime ‘tür’dür… Zira yazarın öncelikle unutmaması gereken şey, bir konunun, tür olarak kendisine ifade ettiği edebi özü ve imkanları seçmesidir. Çünkü edebiyat ve literatür (yazın) türleri, belirli yasalara göre gelişir. Ve her eserin, kendi türüne ait gelişiminin bir zamanı veya bir safhası vardır.(2)

Biyografi tanımına giriş

Biyografi, “bios” (canlılık, hayat) ve “graphe” (yazı, şekil) kelimelerinin bileşiminden oluşur. Bir hayat hikayesi anlatan yazılara verilen addır. Biyografi, bir hayatın tamamını veya bir kısmını anlama girişimidir.(3)

Tercüme-i hal’den biyografiye

Biyografinin Osmanlı Türkçesindeki karşılığı tercüme-i hal’dir… Bu da yaşanan bir ömrün, kişiye özgü bir halin, anlaşılır bir dille ifadesi anlamına gelir. Bu karşılık, biyografinin tam olarak başkasını anlamaya yönelik bir çaba olduğunu gösterir.(4)

Haltercemesi yani biyografi, bir kimsenin hayatının tarihçesidir… Anlatılan kişi hangi sahada önemliyse, hakkındaki haltercemesi o tarih kolunun bir kısmını teşkil eder. Biyografi yazarlarının maksadı, anlattığı şahsı bütün hususiyetleriyle canlandırmaktır.(5)

Batı’da ilk biyografi tanımlamaları

Biyografi, edebi bir konu alanı olarak ilk kez 17. yüzyılda, dönemin oyun yazarı ve şairi olan John Dryden tarafından tanımlanmıştır.(6)

Seçmece biyografi tanımları

* Biyografi terimi, hayatları, ilgileri ve uzmanlık alanlarıyla yaşadıkları çağın ve toplumun ilerisinde olan, sıra dışı hayatlarıyla insanların ilgisini çeken kişiler hakkında başkaları tarafından kaleme alınan yaşamöyküleridir.(7)

Biyografinin yazılma amacı, bir kişiyi eserleri, kişiliği, görüşleri ile tanıtmaktır. Biyografi, anlatılan kişinin dönemini, çevresini dikkate alarak yazılır. Biyografi, seçkin bir meslek mensubuyla sıradan bir insan arasında metot bakımından bir ayırım yapmaz.(8)

Birkaç biyografi tanımı daha

* Kendi alanlarında ünlü olmuş kişilerin hayatlarını, neler yaptıklarını, ülke ve dünya insanlığına neler kazandırdıklarını, hayatlarının önemli başarılarını ve dönüm noktalarını bütünüyle anlatan yazı ve kitaplara biyografi (yaşamöyküsü) denir.(9)

* Tanınmış insanların hayatlarını, eserlerini, başarılarını anlatmak amacıyla yazılan yazılara biyografi denir.

* Çeşitli alanlarda başarı gösteren kişilerin hayatının anlatıldığı yazılardır.

Tercüme-i hal, hayat hikayesi, yaşam öyküsü isimleriyle de anılan biyografi; bir kimsenin hayatını anlatan yazı, ünlü bir şahsın hayatının derlenip toplanıp anlatılması; tanınmış, sevilmiş, hayatında örnek olmuş, eserler yazmış, ün bırakmış kişileri tanıtmak gayesiyle yazılan kompozisyonlar; yurtlarına, insanlığa büyük hizmetleri dokunmuş önemli kişilerin çalışmalarını, hayatlarını anlatan yazılardır.

Biyografinin kapsamı

Biyografide, hayatı anlatılan kişinin ailesi, doğduğu ve yaşadığı yerler, ilk arkadaşları, tahsil çağı ve yetiştiği çevre hakkındaki bilgiler özetle kimliği hakkındaki bilgiler yer almalıdır.(10) Ayrıca o kimsenin doğum tarihi, memleketi, yetişme tarzı, iş hayatı, kişiliği, hizmetleri, etkisi, eserleri hakkında bilgi ve özellikle onun hayatını yazarın kaleme alma gerekçesi, eser içinde anlatılmalıdır.

Biyografi vak’ası

Biyografi vak’ası, biyografisi yazılan kişinin, hayatının bir noktasını aydınlatan anlamlı bir olaydır. Fevziye Abdullah Tansel, biyografi sever gençlere, tam biyografik çalışmalardan önce, yazmak istediği kişinin hayatının bir noktasını anlatan yazılar yazmasını tavsiye eder.(11)

BİYOGRAFİNİN ÖZELLİKLERİ

Biyografi, hayatı yazılan kişinin kendisi tarafından değil, onunla ilgili araştırma yapan, bilgi ve belgelere ulaşan veya onun hayatına yakından tanıklık etmiş kişiler tarafından kaleme alınır

1.Değerlendirmede ölçülü olmak

Yazar biyografik veya tarihi verileri kullandığı zaman bunu, önyargısız olarak yapmalıdır.(12)

Üslupta eleştirel olma, kişiye yönelik bir hakaret sınırına varmamalıdır. Bunun tersi olarak saygı da abartılmamalı, kişi yüceltilmeye kalkışılmamalıdır. Ölçüyü bulmak önemlidir, bu da biyografi yazarlığının kendine özgü ustalık isteyen özelliklerinden biri olmalıdır. Ama gerçeğe sadık kalmaya çalışmak bir çözüm olabilir.(13)

Ama biyografi bir varsayımdan hareket eder

Biyografik yaklaşım, gerçekçi olma ön şartına rağmen, aynı zamanda, çok basit bazı psikolojik gerçeklere önem vermez. Bir biyografi eseri, hayatı yazılan kişinin gerçek yaşayışından ziyade, yazarın, hayatı yazılan kişiyi algılamasını ortaya koyar.

2.Belgelere dayanmak

Biyografi yazarı veya belgesel yönetmeni, anlattığı kişiyle ilgili verilerin incelenmesinde titiz davranmalıdır. Anlattığı kişiyle ilgili bütün belge ve bilgileri toplamaya çalışmalıdır. Biyografi yazarı, yazdığı kişiyi, kendi duygularına göre değil, belgelere dayanmak suretiyle tanıtmaya çalışmalıdır. Biyografi, tarih araştırmalarında olduğu gibi, her türlü belgeden faydalanır. Ama en çok hatıratlar, mektuplar, o şahsın bıraktığı eserlerden yararlanılır.(14)


3.Kronolojik anlatımı gözetmek

Bir şahsı tanıtabilmek için en iyi metot, onun hayatını kronolojik sıraya tabi tutmaktır.(15) Hayat hikayesi yazılan kişinin doğumu, aile çevresi, eğitim süreci, kişiliği, arkadaşlık ve akrabalık ilişkileri, sosyal hayatı, aşkları, evliliği ve çocukları, alanındaki mümeyyiz vasfı (ayırıcı özelliği), varsa başarısı kronolojik (zaman dizin) bir akışla işlenebilir. Ancak kronolojik akış, zorunluluk değil, okuyucunun yazılan kişinin hayatının bütününü kavrayabilmesi için bir kolaylıktır.

Biyografi’nin vazgeçilmez şartı kronoloji

Bütün biyografilerin ortak özelliği, kişinin doğum ve ölümü arasındaki kronolojik hikayesidir… Böylece tarih'i ve biyografi'yi aynı çizgiye yerleştiren faktörün de kronoloji olduğu görülmektedir. Kısa ve yalın bir tarifle, tarih bir dönemin ve o dönemdeki olayların, bir devletin veya devletler arası ilişkilerin kronolojisi, biyografi ise ferdin kronolojisidir.(16)

Kronoloji= kişinin, yaşadığı 'somut' olayların dökümü

‘Oğuz Atay'ın Biyografik ve Kurmaca Dünyası’ adlı kitabın yazarı Prof. Dr. Yıldız Ecevit, kitabın sunuş yazısında, biyografi yazarının temel sorunundan söz eder: “Yaşamın, birbirine eklemlenen kronolojik bir olaylar zincirinden oluştuğunu düşünen bir biyografi yazarının yapacağı iş bellidir: Biyografisini yazdığı kişinin, yaşadığı 'somut' olayların bir dökümünü yapacaktır.”(17)


4.Anlatılan kişinin ayırıcı özelliğini vurgulamak

Biyografi, kişiyi bütün insanlarda görülen ortak beşeri özellikleriyle anlatmakla yetinmez. Biyografi ele aldığı insanı, aynı zamanda kendine özgü hali ve karakteriyle, kendi sesi, kendi nefesi, kendi dili, kendi mantığı ile veren bir çalışmadır. Anlaşılmak istenen hayat, özelliği olan bir hayattır. Sahip olduğu bu özellik, onu, dikkat çekici hale getirir. Sıradan hayatların biyografisi üzerinde pek durulmaz. Biyografisi yazılacak hayatın bir öyküsü, farklı bir yönü olması gerekir.(18)

5.Biyografik olguyu yakalamak

Biyografinin amacı, kişinin hayatındaki biyografik olguları yakalamaktır. Yorum hakkını yazarın okuyucuya bırakması daha doğrudur. Söylenti ve dedikodulara, asılsız bilgilere yer verilmemelidir. Bunlar biyografi yazımı sırasında bir veri olarak bilinmeli ama daima gerçek bilgilerin yakalanmasına çalışılmalıdır.

Kişinin hayatı abartılarak veya küçültülerek verilmemelidir. Ama biyografiler genellikle sevilen kişiler üzerine yazıldığından, her bir cümle onun ne kadar önemli bir kişi olduğunu vurgulama tezine dayalı ortaya çıkar. Övgünün ve yerginin ortasını bulmak, her zaman bilimsel bir serinkanlılığı ve eleştirel bir yaklaşımı gerektirir.(19) Bunların bazıları, çoksatmak gayesiyle yazılan yazılardır.

Sonuç:
Biyografi, yerli bir bilim dalıdır

Biyografi, İslam milletlerinin, dolayısıyla Osmanlı'nın da, Batı'dan almadığı, kendi öz malı bir bilim alanıdır. Osmanlı’da bu türün, bir kişi için yazılanlarına ‘tercüme-i hal’, birden fazla kişiyi ihtiva edenler için yazılanlarına ‘teracim-i ahval’ denirdi.

Şark zevki hemen bütün kitap adlarında olduğu gibi bu alanda da zengin bir başlık koleksiyonu sergiler. Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammet’in hayatı olan siyer'lerden başlayarak tabakat, vefeyat, tezkire, esami, sicil, şecere, sefine, mecalis, hadika, ravza, riyaz, gülzar, gülşen gibi olağanüstü sayıda kitap adı, zengin muhtevalarıyla biyografi kaynakları kütüphanelerimizde bulunmaktadır.(20)

Neticede biyografi ve otobiyografi, geçmişte kalan bir yaşantıyı, anlama ve onun bilgisini yeniden üretme çabasıdır.(21)

KAYNAKLAR
1. Türkiye'de Biyografinin Gelişmemesi, Kapalı Toplum Yapısıyla Yakından İlgili, Sema Aslan, Milliyet 8 Ağustos 2006
2. Edebi Eleştiri, J.C. Carlui-J.C.Fillox, Çeviren Ayşe Hümeyra Çakmaklı, Kültür ve Turizm Bakanlığı Y., Ankara 1985, sf.43
3. Biyografi Ötekine Yolculuk, Vefa Taşdelen, Millî Eğitim, Sayı 172, Güz/2006
4. Biyografi Ötekine Yolculuk, Vefa Taşdelen, Millî Eğitim, Sayı 172, Güz/2006
5. İyi ve Doğru Yazma Usulleri III, Fevziye Abdullah Tansel, Kubbealtı Neşriyatı, İstanbul 1978, sf.
6. Türkiye'de Biyografinin Gelişmemesi, Kapalı Toplum Yapısıyla Yakından İlgili, Sema Aslan, Milliyet 8 Ağustos 2006
7. Türkiye'de Biyografinin Gelişmemesi, Kapalı Toplum Yapısıyla Yakından İlgili, Sema Aslan, Milliyet 8 Ağustos 2006
8. Edebiyat Biliminin Temelleri, R.Wellek-A.Warren, Çeviren Prof.Dr.Ahmet Edip Uysal, Kültür ve Turizm Bakanlığı Y., Ankara 1983, sf. 94
9. Biyografi Türünün Özellikleri, Bahri Pektaş, http://www.aof.edu.tr
10. İyi ve Doğru Yazma Usulleri III, Fevziye Abdullah Tansel, Kubbealtı Neşriyatı, İstanbul 1978, sf.188
11. İyi ve Doğru Yazma Usulleri III, Fevziye Abdullah Tansel, Kubbealtı Neşriyatı, İstanbul 1978, sf.188
12. Edebi Eleştiri, J.C. Carlui-J.C.Fillox, Çeviren Ayşe Hümeyra Çakmaklı, Kültür ve turizm Bakanlığı Y., Ankara 1985, sf.59
13. Biyografi Ötekine Yolculuk, Vefa Taşdelen, Millî Eğitim, Sayı 172, Güz/2006
14. İyi ve Doğru Yazma Usulleri III, Fevziye Abdullah Tansel, Kubbealtı Neşriyatı, İstanbul 1978, sf.
15. İyi ve Doğru Yazma Usulleri III, Fevziye Abdullah Tansel, Kubbealtı Neşriyatı, İstanbul 1978, sf.
16. Tarihin üvey evladı: Biyografi, Orhan Okay, Zaman 2 Eylül 2001
17. Türkiye'de Biyografinin Gelişmemesi, Kapalı Toplum Yapısıyla Yakından İlgili, Sema Aslan, Milliyet 8 Ağustos 2006
18. Biyografi Ötekine Yolculuk, Vefa Taşdelen, Millî Eğitim, Sayı 172, Güz/2006
19. Biyografi Ötekine Yolculuk, Vefa Taşdelen, Millî Eğitim, Sayı 172, Güz/2006
20. Tarihin üvey evladı: Biyografi, Orhan Okay, Zaman 2 Eylül 2001
21. Biyografi Ötekine Yolculuk, Vefa Taşdelen, Millî Eğitim, Sayı 172, Güz/2006
Mahmut Çetin
info@biyografi.net

BİYOGRAFİ KİTABI

B İ Y O G R A F İ
K İ T A B I
MAHMUT ÇETİN

“Arslanlar kendi tarihçilerini ortaya çıkarmadıkları sürece, tarih, avcıların kahramanlık hikayelerinden oluşmaya devam edecektir.”
Afrika Atasözü

İÇİNDEKİLER

Önsöz / 11

*
Birinci Bölüm
BİYOGRAFİ NEDİR NE DEĞİLDİR? / 14

*
İkinci Bölüm
BİYOGRAFİ’NİN ÖZELLİKLERİ / 21
1.Tarafsız olmak
2.Gerçekçi olmak
3.Bilgi, belge ve tanıklara dayanmak
4.Kronolojik akışı dikkate almak
5.Kişinin benzerlerinden ayırıcı farkını belirtmek

*
Üçüncü Bölüm
BİYOGRAFİ ÇEŞİTLERİ / 27
A.İÇERİK BAKIMINDAN BİYOGRAFİ ÇEŞİTLERİ
B.NİCELİK AÇISINDAN BİYOGRAFİ ÇEŞİTLERİ
1.GENEL BİYOGRAFİ
2.ÖZEL BİYOGRAFİ/ MONOGRAFİ

C.YAPI BAKIMINDAN BİYOGRAFİ ÇEŞİTLERİ
C.1.BİLİMSEL BİYOGRAFİ
C.1.A.ANSİKLOPEDİK BİYOGRAFİ
Kısa hal tercümeleri
C.1.B.BİYOGRAFİK ARAŞTIRMA

C.2.BİYOGRAFİK ANLATI
C.2.1.PORTRE
C.2.2.BİYOGRAFİK ANLATI
Biyografik Anlatı – Biyografik Araştırma farkı
Biyografik Roman-Biyografik Anlatı farkı
C.2.3.BİYOGRAFİK ROMAN

C.3. BİYOGRAFİK ANMA YAZILARI
C.3.1.ANMA-YIL DÖNÜMÜ YAZILARI
C.3.2. TAZİYE YAZILARI (NEKROLOJİ)

*
Dördüncü Bölüm
BİYOGRAFİ’NİN İŞLEVİ / 43
(Niçin Biyografi Yazılır?)
1.Başarılı İnsanları Tanımak
2.Zamanın Ruhunu Yakalamak
3.İnsanda Beşeri Olanı Yakalamak

*
Beşinci Bölüm
BİYOGRAFİ YAZMA SÜRECİ / 53
(Nasıl Biyografi Yazılır?)
1.Belgeleri Toplamak
2.Belgeleri Yorumlamak
3.Cehd ve İnşa: sıra dışı olanı yakalamak

*
Altıncı Bölüm
BİYOGRAFİ’NİN DİĞER ALANLARLA İLİŞKİSİ
A.BİYOGRAFİ VE TARİH İLİŞKİSİ / 63
Tarihi Biyografi
B.BİYOGRAFİ VE EDEBİYAT İLİŞKİSİ
1.Biyografi ve Roman İlişkisi
2.Biyografi ve Şiir İlişkisi
3.Biyografi ve Gezi Yazıları İlişkisi
4.Biyografi ve Günlük İlişkisi
5.Biyografi ve Deneme İlişkisi
6.Biyografi ve Şehir Kitapları İlişkisi
7.Biyografi ve Edebiyat Araştırmaları İlişkisi
8.Biyografi ve Sosyal Bilimler İlişkisi
9.Biyografi ve Sefaretnameler
10.Biyografi ve Hatıratlar

*
Yedinci Bölüm
BİYOGRAFİ, ASABİYE VE KİMLİK MESELESİ / 75

A.SOY KÜTÜKLERİNDEN KRONOLOJİYE
B.RÖNESANS SÜRECİ
C.MİLLET SÜRECİ
D.FEODALİTE SÜRECİ
E.BÜROKRASİ SÜRECİ
Türkiye’ye yön veren 300 aile
Genetik değil, genetik kültür belirleyici
F.YENİ ZAMANLARDA SOY AĞACI
G.SONUÇ: YENİDEN SOYAĞACINA DÖNÜŞ
Soy kütüğüne dönüşün araçları
1.Tapu Defterleri
2.Nüfus Tahrir Defterleri
3.Avarız ve Mufassal Tahrir Defterleri
Ölüm ilanlarının biyografik değeri

*
Sekizinci Bölüm
GEÇMİŞTE BİYOGRAFİ / 95

A. DOĞU’DA BİYOGRAFİ
İnsanlık tarihi, peygamberler tarihiyle başlar

B. İSLAM TOPLUMLARINDA BİYOGRAFİ
Hadis Ravilerinin Biyografileri

C. TÜRKLER’DE BİYOGRAFİ

Ç. OSMANLI’DA BİYOGRAFİ
Klasik devir Osmanlı tarih yazıcılığı ve biyografi
Padişah Biyografileri
Türk Edebiyatı’nda Selimname Geleneği
Şuara Tezkireleri
Devlet bürokrasisi üyeleri hakkında resmi sicil kayıtları: Sicill-i Ahval
19. yüzyıl modern biyografinin ilk örnekleri
Sonuç

D.TASAVVUFİ BİYOGRAFİLER

E. BATI’DA BİYOGRAFİ
Batı’da ilk biyografi çalışmaları
Diyojen: antik çağın magazincisi
İslam dünyası, biyografi yazımında Batı’yı etkiler
14. Yüzyılda Batı’da Biyografi
17. Yüzyılda Batı’da Biyografi
18. Yüzyılda Batı’da Biyografi
19. Yüzyılda Batı’da Biyografi
20. Yüzyılda Batı’da Biyografi

*
Dokuzuncu Bölüm
BİYOGRAFİ’NİN BUGÜNÜ VE GELECEĞİ / 123
Kısaca Biyografi Yazarları
1.Sicill-i Osmani yazarı Mehmet Süreyya Bey
2.İbnülemin’in cehdi ve tercüme-i hal dilenmek
3.Mehmet Zeki Pakalın
4.İbrahim Alaaddin Gövsa
5.‘Bütün Cepheleriyle’ Hilmi Yücebaş
6.Ali Birinci

*
Onuncu Bölüm
SANAT ESERİ BELGE FARKI / 131

*
Onbirinci Bölüm
BİYOGRAFİ’DE ANI VE AYRINTI / 135
Anıların tadı ya da ihtiyarların bastonu
Bir geçmiş edinmenin zamanı ve hatırat
Anılarda itiraf izleri

BİYOGRAFİ PARÇACIKLARI / 139
(insanı ele veren küçük ayrıntılar)

*
Onikinci Bölüm
DEDİKODU YAZARLIĞI’NIN BİYOGRAFİK DEĞERİ / 143

*
Onüçüncü Bölüm
BİYOGRAFİ’NİN BİRİNCİ TEKİL ŞAHSI: OTOBİYOGRAFİ / 147

A.OTOBİYOGRAFİ’YE GİRİŞ
B.OTOBİYOGRAFİ’NİN GEÇMİŞİ
C.OTOBİYOGRAFİNİN ÖZELLİKLERİ
1.Otobiyografi yazarı oturmuş bir kişiliktir
2.Otobiyografi tarafsız değildir
3.Otobiyografide anlatım şekli, Birinci Tekil Şahıs’tır
4.Otobiyografide olayların anlatımında kronolojik sıralama şart değildir
5.Otobiyografi belge niteliği taşır
6.Otobiyografinin kaynağı anılardır
7.Otobiyografi kurmaca değildir
8.Otobiyografi yazma gerekçesi geride bir şeyler bırakma kaygısı

D.OTOBİYOGRAFİNİN EDEBİ BİR TÜR OLARAK BİÇİM ÖZELLİKLERİ
1.Rapor edici sunuş tarzı
2.Betimleyici sunuş tarzı
3.Edebi otobiyografi

E.OTOBİYOGRAFİNİN DİĞER YAZIN TÜRLERİYLE İLİŞKİSİ
1.BİYOGRAFİ
2.ANI
Otobiyografi ve anı farkı
3.GÜNLÜK
4.OTOBİYOGRAFİK ROMAN

*
Ondördüncü Bölüm
GÖRÜNTÜ VE BİYOGRAFİ / 165
1.BİYOGRAFİ VE RESİM
2.BİYOGRAFİ VE FOTOĞRAF
A.BELGESEL FOTOĞRAF
B.FOTORÖPORTAJ
C.PORTRE
3.BİYOGRAFİK BELGESEL

*
Onbeşinci Bölüm
SÖYLEŞİ’DEN SÖZLÜ TARİH’E SÖZÜ KALICI KILMAK / 179
Sesin Gücü
Sesi yakalamanın yöntemi: Sözlü Tarih
Sözlü Tarih’in donanımı: ses kayıt cihazı ve kamera
Sözlü Tarih Servisi

*
Onaltıncı Bölüm
GUMİLEV’DEN HAREKETLE PASSİONER LİDERLİK KAVRAMI VE TÜRK DÜNYASI’NDA LİDERLİK SORUNU / 185
Passioner liderler olmadan etnosta etnogenez süreci başlamaz
Etnos nedir?
Etnogenez nedir?
A.Etnosta biriken enerjinin passionerlik boyutuna yansıması
B.Passionerlik bulaşıcıdır, uyumluları da harekete geçirir
C. Passionerlik kaybı

*
Onyedinci Bölüm
BİYOGRAFİ DERGİLERİ / 197

*
Onsekizinci Bölüm
BİYOGRAFİ ARŞİV-BELGE İLİŞKİSİ / 201
A.BELGE
B.BELGE HAVUZU: ARŞİV
C.BELGE VE BİLGİ YORUMLAMA: ANALİZ

*
Ondokuzuncu Bölüm
DÜNYA BİYOGRAFİ ARŞİVİ / 217

*
Yirminci Bölüm
TÜRK BİYOGRAFİ ENSTİTÜSÜ / 221

*
Yirmincibirinci Bölüm
CV-ÖZGEÇMİŞ CURRİCULUM VİTAE / 223
A.ÖZGEÇMİŞİN MUHTEVASI
B.ÖZGEÇMİŞİN GÖRSEL DÜZENİ
C.ÖZGEÇMİŞİN MANTIK DÜZENİ
D.ÖZGEÇMİŞ ÇEŞİTLERİ

Biyografi hakkındaki ilk kitap:'Biyografi Kitabı'

Biyografi hakkındaki ilk kitap:'Biyografi Kitabı' 

Biyografi hakkındaki ilk kitap: ‘Biyografi Kitabı’

Biyografiyi tüm yönleri ile ele alan 'Biyografi Kitabı' isimli eserin yazarı Mahmut Çetin'le biyografiyi ve kitabını konuştuk

Ahmet Sezer/ Dünya Bülteni
19 Aralık 2011

Mahmut Çetin Boğaz'daki Aşiret kitabıyla tanındı... Şu an Biyografi Net yayınevinin editörlüğünü yapıyor. Çetin'in yayınlanmış 13 eseri var. Mahmut Çetin'le son eseri 'Biyografi Kitabı' üzerine konuştuk. Çetin, üzerinde dört yıl çalıştığı bu eserde, biyografiyi bütün yönleriyle ele alıyor.

www.biyografi.net Türkçe'deki en önemli biyografi kaynaklarından biri. Nasıl doğdu sizdeki bu biyografi ilgisi?

Bu ilgiyi bulmak için psikologların tabiriyle çocukluğuma dönmek lazım. Ben küçükken gazetelerden kupürler kesen, takvim yapraklarını biriktiren, bolca kitap ve özellikle dergi biriktiren bir çocuktum. Bu ilgiler beni giderek belirli alanlara yöneltti. Bu alanların başına zamanla biyografi oturdu.

Boğazdaki Aşiret, X İlişkiler, Kart Kurt Sesleri, Aydın Yabancılaşması... Bu kitaplarla ne anlatmak istiyorsunuz ?

Tabii bunu bir cümleyle özetlemem zor... Ama kısaca şöyle diyebiliriz. Bir millet bütünü var, bir de kendini bunun içinde hissetmeyen, insanımıza böcek gibi bakan bir zümre var. Bunlara üstseçkinler diyoruz. Bunların bir ayağı bürokrasi, diğer ayağı Tekelci Sermaye... Milletimizin değerleriyle çatışan, ihtilaf alanlarını körükleyen bu insanların bilinmesi gereğine olan inancımız, bize bu kitapları yazdırmıştır. Aslında ben bildiğim bir şeyi anlatmıyorum. Öğrendiğim bir mekanizmayı, öğrenebildiğim kadarıyla anlatıyorum.

Peki, niçin Biyografi Kitabı?

Afrika Atasözü şöyle der: "Arslanlar kendi tarihçilerini ortaya çıkarmadıkları sürece, tarih, avcıların kahramanlık hikayelerinden oluşmaya devam edecektir." Ben arslanların ağlamayı bırakıp kendi tarihçilerini, kendi biyografi yazarlarını, kendi sanatçılarını çıkarmasını öneriyorum. Dahası 'Biyografi Kitabı'yla bunun nasıl başarılacağının yol haritasını da çıkarıyorum.

Biyografiyle dolu bir biyografiniz oluşuyor giderek?

Evet, www.biyografi.net internet sitesi ve yayınevi, Biyografi Analiz dergisi, Portreler televizyon programı ve başta Boğazdaki Aşiret olmak üzere yazdığım biyografi kitapları... Kısacası yaptığım bir çok iş, ister istemez biyografiyle ilgili olmuştur. Bundan sonra bize düşen, Nice'nin işaret ettiği gibi, 'kaderimizi sevmek' olmalıdır. Madem ki biyografiyle bu kadar hemhal olmuşuz, o zaman yaptığımız işin ne olduğunu, bilimsel olarak öğrenmek zorundayız. İşte 'Biyografi Kitabı' bu kaygıyla ortaya çıktı. 'Biyografi Kitabı' her şeyden önce benim öğrenerek yazdığım bir kitap oldu.

'Biyografi Kitabı' Türkiye'de bu konuda yayınlanan ilk eser mi?

Ne yazık ki, Türkiye'de biyografi alanında yazılan ilk eser: 'Biyografi Kitabı'... Keşke daha önce bu konuda bağımsız eserler üretilmiş olsaydı. Biz de onların üzerine yeni şeyler ilave etseydik. Ama ne yazık, Türkçe'de ihmal edilmiş bir alan biyografi. Orhan Okay hocamızın deyişiyle tarihin üvey evladı biyografi...

Biyografinin yeri tam olarak neresi edebiyat mı? Tarih mi?

Biyografi, kısaca hayat hikayesi... Biyografi, bir yanıyla edebiyat, diğer yanıyla tarihin içinde yer alıyor. Tek bir alanla sınırlandırmak mümkün değil. Tarihin insanlı yazılmasıyla biyografi belirginleşiyor. Ama kalıcı eserler daha çok edebi biyografiler.

'Biyografi Kitabı'nın muhtevası kısaca nelerden oluşuyor?

Biyografinin tanımı, özellikleri, biyografi ve belge ilişkisi, biyografi yazımının süreçleri, tarihte ve günümüzde biyografi, biyografinin diğer alanlarla ilişkisi, biyografi kimlik ilişkisi eserin içindeki bazı bölüm başlıkları. Görüntü ve sesle biyografinin teşekkülü biyografik belgeseller. Cv'nin hikayesi. Dünyada ve Türkiye'de biyografi araştırmaları vs.

Eser Adı: Biyografi Kitabı Yazar: Mahmut Çetin Yayınevi: Biyografi Net

ahmet.a.sezer@gmail.com